Hoya!.. Hoya!..
Amerika’da bir milletvekili adayı seçim gezisine çıkmıştı. Şehir şehir, köy köy geziyordu, konuşmalar yapıyor, nutuklar atıyordu .
Bir gün yolu bir Kızılderili köyüne düştü. Köy meydanında kurulu kürsüye çıkarak başladı konuşmaya…
-Ben Kızılderilileri çok severim.
-Kızılderililer hep beraber Hoya! dediler.
Aday konuşmasına devam etti.
-Zaten benim soyumda da Kızılderili kanı var.
-Hoya!…
-Beni milletvekili seçerseniz, köyünüzü şehir yapacağım.
-Hoyaaa!…
-Şehrinize okul yapacağım. Hastane yapacağım.
-Hoya!…
-Yolunuzu, köprünüzü yaptıracağım.
-Hoya!…
Aday her cümlesine “Hoya” diye karşılık verilmesine bir mâna verememişti, ama bir tepki almadığına da sevinmişti. Sonunda konuşmasını bitirip kürsüden indi.
Kızılderili reisi:
-Buyurun size köyümüzü gezdireyim, dedi.
Reis önde politikacı arkada, başladılar yürümeye. Bir yapının önünde durdular. “Burası köyün ahırıdır.” dedi reis… “İneklerimizin tüm ülkede benzeri yoktur. Şöyle buyrun kenardan yürüyün.”
Sonra da uyarmak zorunda kaldı:
-Sakın yerdeki HOYA‘lara basmayın…