Mecburi Hizmet

Mecburi Hizmet

Rahim Er’in 15 Mart Çarşamba günü Türkiye Gazetesinde yayınlanan, “mecburi hizmet”le ilgili yazısı:

Bir kere ismi güzel değil, “mecburi hizmet” veya “zorunlu hizmet”. “Doktorlar için zorunlu hizmet” denmesi daha da sevimsiz. Çünkü mecburi yahut zorunlu kelimelerinde görüldüğü gibi icbar ederek, zorlayarak rızaya rağmen bir hizmet söz konusu. Orada da kalınmıyor, mahkemelere gidiliyor. Halbuki bu mecburi ve zorunlu kelimelerinin yerini “gönüllü” kelimesinin almasını ne kadar isterdik. Üstelik mecburi hizmet yapan yalnızca hekimler değil. Hakimler, polisler, noterler, subaylar da aynı şartlardalar.
Eskilerde buna “şark” hizmeti deniyordu.

Neticede bir vatan hizmetidir.

Meselenin şu tarafı kurcalanıyor “devletten hiç burs almamış, kendi imkânlarıyla yurt dışında okumuş doktorlar bile mecburi hizmete tabi tutuluyor”. Neden yüksek tahsilden evvelki tahsil devresi hesaba katılmaz? İlköğretim ve lisedeki bir talebenin devlete yıllık maliyeti nedir? Problem, insan sağlığıyla alakalı.

lkenin bir bölgesinde yığılma diğer bölgesinde oğunma varsa devleti çekip-çevirmekle mükellef hükümetler, buna bir çare bulmak borcundalar. Eğer sosyal hizmetler eşit dağılmazsa, adalet eşit dağılmazsa, sağlık eşit dağılmazsa bu eşitsizlikten mağdur olan bölge veya iller küstüğünde kim ne diyebilir?

Mecburi hizmete hayır…

Yabancı doktor getirilmesine hayır…

Peki çare?

Türkiye, İstanbul, Ankara ve İzmir. Buralarda da Etiler, Çankaya ve Göztepe”den ibaret değil. Bir yerde bir terslik var ama nerede? Hekimlerin de kendilerine göre haklı tarafları olabilir. Fakat aynı ânda herkesi memnun etmek mümkün mü? Birileri zahmete sıkıntıya katlanacak. Zaten mahrumiyet bölgelerine mesleklerde tecrübesizler gidiyor. Van savcısı meslekte tecrübe kazanmış bir hukukçu olsaydı şu sıkıntı yaşanır mıydı?

Hekimlik insana hizmet sanatıdır.

Hukuk ve tıpta malzeme insandır. Hata, insanı alakadar eder. Diğer mesleklerde mal ziyan görür, bu iki meslekte can ziyan görür. Üstelik mecburi, icbar ederek, zorla hekim gönderilen bölgelerde maaşlar buna göre takdir edilmekte, belli saatlerden sonra hekimler muayenehane açabilmekteler. Suçlu kim? Suçlu vatanına, vatandaşına, hastasına gönüllü olarak koşacak adam yetiştiremeyen eğitim sisteminde. Suçlu, resmi hastanede, özel hastanede, kendi muayenehanesinde farklı kişilikler gösteren doktor yetiştiren tıp fakültelerinde, buralardaki hocalarda. Tek ölçü para olursa problem Anayasa Mahkemesi”nde biter. Yurdun bir tarafına hekim gitmezse, memur araya adamlar koyarak kaçarsa o zaman o insanlara anlatacağınız her şey masal gelir.

Zorla giden kerhen muayene edecektir.

İnsanı seven, insana hizmeti ibadet sayan meslek mensuplarını çoğaltmak lazım. Tek çare bu, iyilerin çoğalması. Her meslekte dejenerasyon var. İyiler arada sıkışıp kalmakta.

Tıp tahsiliyle sonuç arasında büyük tezat var.

Hizmet ve mecburiyet kelimeleri yan yana gelemez.

İsmail Sarbay

Hekim. Opereyşın'ın kurucu ortağı ve isim babası. Görseli yazıya tercih etmesiyle tanınır. Hobilerine titizlikle sarılır.

Sevebilirsin...