En Kötü Aksiyon Film Klişeleri
Evet, Hollywood filmlerinde tekrar, tekrar ve tekrar gördüğümüz sahnelerden bahsediyoruz. Bu sahnelerden canı çok sıkılmış olacak ki, Worst Action Movie Cliches yazısının sahibi şunları söylüyor: “Eğer hayatım bir aksiyon filmi olsaydı, bana ateş eden birinin üstüne korkusuzca yürür, tren vagonlarından korkusuzca atlardım. Tabii eğer iyi adamsam. Ama asla yaklaşan emekliliğimi kutlamazdım. Çünkü emekliliğini kutlayanların başına mutlaka bir şeyler gelir! “
En çok sıkıldığımız 10 aksiyon film klişesini okuyun ve siz de bir an önce tedavülden kalkmasını istediğiniz klişeleri yazın. Belki birileri sesimizi duyar!
1. Kötü adamlar iyi nişancı olamazlar
Hollywood’un yazılı olmayan kurallarından biridir. Kötülerin kötüsü bir lider, dünyayı ele geçirmek gibi büyük amaçlar uğruna bir yığın adam kiralar. Bunlar iri yapılı, hani eline silah yakışan cinsten elemanlardır, gerekirse granit kayalarını kaldırır, gerekirse 3-5 adamı omuzlarlar. Fakat iş kahramanlarınımızı öldürmeye gelince beceriksiz kesilirler. Şöyle bir sahne düşünün: Kahramanımız odaya dalıyor ve karşısında 8-10 tane “kötü adam”… Adamların üstleri cephanelik gibi… Kim kazanır dersiniz?
Gerçek hayatta çok olan tarafın kazanacağına eminim, ama filmlerde kazanan her zaman kahramanımızdır. Mermiler sağından solundan geçer, olsa olsa bir yerini sıyırır, hani kahramana karizma katar. Kahramanın üzerine atılmayan bir tek havan topu kalmıştır ama gördüğü tek zarar T-Shirt’ündeki ince bir sıyrıktır.
Bu kadar beceriksizliği kötü adamlar bile yapmaz!
2. Hükumet dosyalarına ulaşmak çok kolaydır.
Dünyanın herhangi bir yerinden, FBI’ın en gizli sırlarını, nükleer bir silahın şifrelerini öğrenebilirsiniz. Gereken malzemeler, bir laptop, bir de internet bağlantısıdır üstelik! Güvenliği geçmek çocuk oyuncağıdır.
Görüldüğü Filmler: ‘The Bourne Supremacy’, ‘Conspiracy Theory,’, ‘Enemy of the State’, ‘Mission: Impossible’, ‘War Games’
3. Saatli bomba
Bir yerlerde “tiktak tiktak” diye çalışan bir saatli bomba vardır ve büyük patlamaya kısa bir süre kalmıştır. Kahramanımız olay mahalline gelir ve bombayı sesi takip ederek bulur. Fakat karşısına büyük bir soru çıkar: Hangi kablo? Kırmızıyı mı kesmeli, yoksa maviyi mi? Beyaz parlak görünüyor, acep onu mu kesse? Sakın gerilmeyin: Nasıl olsa kahramanımız bombanın patlamasına saliseler (genelde 00:00:01) kala bombayı kapatacak kabloyu keser. Herkes derin bir nefes alır, kahramanımız yüzündeki terleri eline siler ve karizmatik bakışını atar.
Senariste hak vermek lazım, 50 dakika kala bombayı kapatabileni kim umursar?
Hasılı kahramanın esaslısı, saliselerle oynar.
Görüldüğü Filmler: ‘The Manhattan Project’, ‘Broken Arrow’, ‘Die Hard With a Vengeance,’ ‘Face/Off’, ‘GoldenEye’, ‘Goldfinger’, ‘The Peacemaker’, ‘Speed’, ‘War Games’
4. 3. Nişancı
Kötü adam, kahramanımıza silahını doğrultur. Son vuruşunu yapacak ve iyi adamı öldürecektir. İyi adam gözlerini yumar. Bir silah sesi duyulur, seyircilerin içine ince bir sızı koyulur. Fakat bir sonraki sahnede iyi adam yere düşmez, Şaşkınlıkla gözlerini açar, “Hani mermi nerede?” bakışları ile üstünü başını tarar. Bu esnada kötü adamın yere yıkıldığını görürüz. 3. bir nişancı kötü adamı öldürmüştür. Hürmetimizi kazanır.
5. Asla “Adam”a güvenme
Sıklıkla tekrarlanır: Kahramanımıza arka çıkan hükumetin önemli bir görevlisinin hain olduğu anlaşılır. Neden vatanına ihanet ettiği sorulduğunda, kendisini savunacağı yere, sürekli “Vatanımı seviyorum! Herşeyi ülkem için yaptım!” gibi cümleler kullanır. Sorsanız, kendisini sorgulayanlardan daha vatansever olduğunu falan söyleyecektir.
Görüldüğü Filmler: ‘The Bourne Supremacy’, ‘Clear and Present Danger’, ‘Dirty Harry’, ‘Enemy of the State’, ‘Minority Report’, ‘Unforgiven’
6. Sınırlı Girişleri yalnızca çocuklar aşamaz
Doğruya ulaşmak isteyen veya kötü adamı kovalayan kahramanımızın karşısına kartla çalışan bir kapı çıkarsa, bir an bile duraksamadan bu kapıdan geçebilir. Sahte kartlarla falan uğraşacağını sanmayın. Kapıya doğru hızlıca ilerler, karşısına çıkan güvenlik görevlisi “Hey giremezsin!” der, ama bizimki onu iki saniyede alt ederek kartını alır. Kapı açılmıştır.
Görüldüğü Filmler: ‘The Bourne Ultimatum’, ‘The Matrix’, ‘War Games’
7. Jack Bauer Sendromu
Gerçekten bazı insanlara bize pek benzemiyorlar. Her filmlerinde yara bere içerisinde kalıyor, esaslı dayaklar yiyor, yine de kolayca iyileşebiliyorlar. Mesela James Bond’u ele alalım. Casino Royale filminde, arabasına gidiyor, duran kalbine kendi kendine kalp şoku uyguluyor, sonra kendine geldiğinde düğmelerini ilikleyip içeriye giriyordu. Çoğumuzun “Yok artık!” dediği bu sahneye, sanırım Jack Bauer bile şaşırmıştır.
Görüldüğü Filmler: Herhangi ‘Bourne’ filmi, ‘Demolition Man’, ‘Kill Bill Vol. 1’, ‘Predator’, ‘Pulp Fiction’
8. Kapanan Kapılar
Peşinizden biri mi kovalıyor? Hemen arkanızda bir bomba patlamak mı üzere? Eğer karşınızda kapanmak üzere olan bir garaj kapısı varsa, hemen oraya koşun. Son saniyede de olsa altından geçebilirsiniz. En azından filmlerde bunu başarıyorlar.
Görüldüğü Filmler: ‘Raiders of the Lost Ark’, ‘Rush Hour 3’, ‘Terminator 3’ veya uzay gemili herhangi bir film seti
9. Araba aniden çalışmaz olur
Filmlerde arabalara pek güven olmaz. Elbette, heyecanlı olmayan sahnelerde arabanızla şehri gezebilirsiniz ama ne zaman ki aksiyon başlar, bir anda sebepsiz yere stop edebilir veya bozulabilirler. Esirleri kurtarmak isteyen veya banka soyan birinin arabası birden çalışmamaya başlayabileceği gibi, daha kötüsü de olabilir: Zombiler tarafından kovalananların arabaları da bir anda susabilir. Eğer şehir içindeyseniz kolayı var: “Hey taksi, öndeki arabayı takip et!”
Taksiciler “Niye abi?” sorusunu asla sormazlar.
Görüldüğü Filmler: ’28 Weeks Later’, ‘Children of Men’, ‘House of Wax’, ‘Out of Sight’
10. Silahın mermisi biter
Beklediğimiz an gelir: Kahramanımız elinde silahla, düşmanını köşeye sıkıştırır. Sinematik müzik başlar, gözler açılır. Klik sesi duyulur: Silahta mermi yoktur! Eğer işin içine eğlence girecekse, karşınızdakinin de sizin de mermileriniz aynı anda biter. Ne garip ama? Her neyse, böyle bir durumda önlerinde iki ihtimal vardır: Ya biri kaçar gider, ya da artistik hareketlerle dövüşmeye başlarlar. Neo (Keanu Reeves) ve Agent Smith (Hugo Weaving)’in The Matrix’te yaptıkları gibi.
Şimdi sıra sizde! Listeye ekleyeceğiniz bir klişe var mı?
Bu yazının bazı bölümleri “Worst Action Movie Cliches“den alıntıdır.
Bourne’u baya yazmışsınız orada atladığınız bir mevzu var. Jason Bourne’nun evrensel anahtarı! Açamaycağı kapı yok. Arabadan otel odasına çok geniş bir perspektifi var o anahtarın. Bir tane ben de bulacağım ondan boşu boşuna kaç tane anahtar taşıyoruz o hepsini açıyor. Olmaz ki…