Başarıya Giden Yol
Her insan, hayatı boyunca çeşitli yolculuklara çıkıyor.
Bazıları bir tercih, bazıları bir zorunluluk. Bazıları “başarıyla” sonuçlanıyor, bazıları “başarısızlık”la…
Adı ister okul olsun, isterse bir sosyal ilişki, ister para olsun isterse bir makamın elde edilmesi; ulaşılacak ve “başarılacak” her hedefe gidecek bir yol seçmek gerekiyor.
2022 yılında bir üniversitenin bir bölümünü kazanmak hedefiyle yola çıkan bir grup insan var şu an yeryüzünde.
Ama hedeflerinin aynı olması sizi yanıltmasın: Yollar ve yolculuklar her biri için farklı.
Bazılarının yolu çamurlu, engebeli, bir uçurumun kenarından gidiyor ve ufak bir tökezleme ayaklarının kayması için yeterli.
Bazılarının yolu dümdüz sıcak asfalt, bal dök yala, havada ılık bir meltem, keyifler gıcırında.
Bu iki grubun aynı hedefe ulaşmayı başaracak bireylerini “eşit derecede başarılı” saymak adil olabilir mi?
Yahut o zorlu yoldan giderken nefesi kesilip yolu tamamlayamayanlar “başarısız” mı gerçekten?
Kolay yoldan giderken başaramayanlara verilecek “öğütler”le, zor yoldan giderken başaramayanlara verilecek “öğütler” aynı olabilir mi?
Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, sıklıkla “kolay yol”dan başarıya ulaşanlar, “zor yol”dan ilerlerken geriye düşenlere “öğüt ve akıl” veriyorlar.
Yeterince dikkatli bakmazsanız; o her hareketi kibir kokan, sert rüzgar değmemiş, bir parça çamur sıçramamış yumuşacık vücutlara kanarak, öğüt vermeye hakları olduğunu bile sanabilirsiniz.
Öyle yollar ve yolculuklar vardır ki; yürümeye cesaret etmek bile, “başarılı” sayılmak için yeterlidir.
Öğüt alacaksanız; “gerçek” yollarda düşe kalka yürümüş, herkesin umudunu yitirdiği anlarda bile düştüğü yerden kalkmayı başarmış, “kolaycıların” karşısında asla başını önüne eğmemiş, kazanmış kaybetmiş, kaybetmiş kazanmış ama hayatını gerçekten yaşamış insanlardan öğüt alın.
Çünkü başarı budur.
