Yazarlardan bayram hatıraları – 2

Yazarlardan bayram hatıraları – 2

flightnumber_118Yazarlarımızdan, unutamadıkları bayram hikayelerini almaya devam ediyoruz. Söz Hijacker‘da:

Hiç unutmam diye başlayıp, büyüklerin anlattığı bayram hikayeleri vardır. Geçmişin gizemi, cazibesi ya da nostalji deyin, hiç bir şeyi bunların yerine koyamazsınız.

Hatırlasın hatırlamasın herkesin böyle hikayeleri vardır ve buna benzer bir hikayem var benim de, geçmiş bir Kurban Bayramına ait.

Zaman, bayramın bayram tadında olduğu zamanlar: Çocukluk günleri. Hatırlarken gülümsenen anların yaşandığı yaşlar. İşte o yaşlardayım ben de. Malum çocukların gönlü alınır sevindirilir. Harçlık verilerse, kendinizi şanslı hissedersiniz. Hani mendil alanlar da az değildir.

Ben de çocukluk heyecanı ile her elini öptüğüm büyüğün önünde alacaklı gibi bekleyince bir dolu para biriktirmişim.

Akşam olunca abimle paralarımızı saydık, ben tam hatırlamıyorum ama galiba benimki çok çıkmıştı. Abim, sen kalk, “Paranı çoğaltacağım” diye bana her kağıt yüzbinlik* için iki tane onbin ver!

Ben de sevinirdim haliyle “Param çoğalıyor” diye.

İşte bu yüzden benim rakamları öğrendiğim dönem, nedense abimle aramızdaki dostluğun bozulmasına denk gelir… ve zannediyorum bu hikayeden alınacak ders arz-taleple ilgili bir şey olabilir.

* (O zaman multi-enflasyon günleri tabi. Her sene bir yeni banknot çıkardı neredeyse ve yüzbin liralık banknotlar mevcuttu)

Herkesin kurban bayramını tebrik ederim.

Bu arada bilinçli bir uyarı: Trafiğe çıkanlar dikkat.

Sevebilirsin...