Değişim Seninle Başlar

Değişim Seninle Başlar

Geçenlerde Obama’nın genç Amerikalıları bilgisayar programcılığına özendiren videosunun arkasına montajlanmış Ulaştırma Bakanının konuşmasından bir kesite denk geldim. Arkadaşlardan bir çoğu da bunu izlemiş.

Üzerine bir kaç şey konuştuk: Şöyle ki genel kanaat Türkiye’nin bir tüketim ülkesi olmasının arkasında yatan mantığı bakanın sözleriyle (Kısaca: Üretme, düşünme, tüket) açıklıyorlardı.

Evet Türkiye bir montaj ülkesi olarak sanayisini ya da altyapısını oluşturdu. Ancak bir şeyler (fikir, teknoloji, akıl) üretebilecek kapasitede kimseler için, bundan dert yanmak çok sıkıntılı.

Bir şeyler ortaya koyabilecek enerjiyi ve zamanı; olumsuz bir durumdan dert yanarak geçirmek, bu duruma istemeden de olsa katkı sağlıyor.

Bu durumdan kurtuluş, hem kişisel hem de toplumsal olarak durumdan vazife çıkarmayla mümkün galiba.

Kimseden yetki ya da izin beklemeksizin, gerekirse kendi etiketini kendi üzerine yapıştırarak hareket etmek, bir şeyler üretmek gerek. Başarı sembolü haline gelen insanlarda en bariz gördüğüm özellik, kimseden bir şey beklemeden kendi kendilerine işaret vermeleri.

Başarı belki de başkasından (özellikle de devletten) bir şey beklememektir.

“It’s silly to talk the talk, if you are not willing to walk the walk.” diyor Obama‘nın halkı.

“Yükü çekmeye hazır değilsen, boşuna konuşma.” diye çevirebiliriz.

Böyle yapmayınca, geyik muhabbetinin ötesine geçemiyoruz ne yazık ki.

Sevebilirsin...