Doğum günü telaşı(!)

Telaffuzu Aynı yazısını yazarken esinlendiğim arkadaşımın bir macerasını daha, onun ağzıyla kaleme aldım:
(Geçen yıllardan birinde, yazın en kavurucu olduğu Temmuz ayında geçiyor anlatacağım hadise.)

Evdeyim. Baygın baygın yatarken, bir yandan da uyuma telaşı içersindeyim. Camlar zaten full açık. Neredeyse evin kapısını da açacağım(ki yapmadığım şey değil).
Neyse.. Ben tam uykuya doğru süzülürken, hiç beklemediğim bir anda telefon çaldı. -Ring- -Ring- -Ring-
Laaaan..” Yine uyuyamadım. Neyse ki telefon bana değildi. Fırsattan istifade yumdum gözlerimi. Uyusam bi, problem olmaz da.. İşte..
Ben o haller içerisindeyken telefon sesine benzer bir ses duydum. Ama çok boğuk bir ses.. 5 saniyeye kalmadan uyanınca bunun gerçekten de telefon sesi olduğunu ve benim de tam da uyumak üzere olduğumu anladım. Anladım da.. Ne çare?. Bu telefon da bana değilmiş. Zaten genelde ev telefonundan beni kimse aramaz. Ya cep ya iş telefonum.. İşteyken de şikayetçi ziyaretçilere cevap yetiştirmek için bağlattım telefonu..
Ben yine uyumaya çalıştım. Hayret, uyumuşum. Bunu da yine bir telefonun beni rahatsız etmesiyle anladım. Yarı uyur yarı uyanık şekilde bulunduğum odadaki telefonun kablosunu çektim. Nasılsa paralelden konuşabilirlerdi. Ama ses gitmemişti. Hala kulaklarımın içinde çınlıyordu. Birden gözüm masamın üstüne ilişti. Nedendir anlamadım, telefon tir tir titriyordu. Herhalde o da rahatsız olmuş ve kendince protesto ediyordu. Uyanıklık oranım artıp uykululuk oranım düşünce telefonun yaptığının rahatsız olduğundan değil de, cevap vermediğimden dolayı titreştiğini farkettim. Aldım elime telefonumu o gözlerle kimin aradığını da seçemedim. “Amaan.. Kim ararsa arasın!” deyip açtım telefonu.

-Aloo!.
-Alo!.
-Kimsiniz?
-Benim, ben. Necmi.. Tanımadın mı lan? Yuh sana!
-Ya tam da uyuyordum. Senin yüzünden uyandım. Ne derdin varsa çabuk söyle!
-Doğum günün için aramıştım.
-Ne? Doğum günümü. Ha! İyi ki doğdun.
-Ben değil sen doğdun.
-Ne zaman.
-Bugün.
-Parmak hesabıma göre yaklaşık 23 sene önce doğmuşum.
-23 sene önce bugün işte.
-Bugün ne günlerden.
-Pazar.
-Onu demiyorum. Hangi ayın kaçı(evdeyken tarihten de olaylardan da soyutlanırım.)?
-2 Temmuz!
-Aaa.. Hakikaten de doğum günüm bugün benim. Vay canına hiç aklımda yoktu haa? Sağ ol Necmicim. Doğüm günümü farketmeme sebep oldun.
-Önemi yok. Hadi görüşürüz.
-Hadi..-click-

Ondan sonra ne mi yaptım. Yattım uyudum o sevinçle. Uyandığımda da 3 Temmuz’a bir dakika vardı. İçimde oluşan burukluğu dindirmek için, bir gün rötarlı olarak doğum günümü kutladık.

İsmail Sarbay

Hekim. Opereyşın'ın kurucu ortağı ve isim babası. Görseli yazıya tercih etmesiyle tanınır. Hobilerine titizlikle sarılır.

Sevebilirsin...