Amerika’daki eczacı amca

“Eczaneler bakkal oldu” diye yakınıldığını duyardık bir vakitler. Şimdi devran tersine döndü, marketlerin eczane olup olmaması tartışılıyor. Vatandaştan yükselen tereddütlere, itirazlara kulak verince meselenin pek anlaşılmadığını düşünüyorum. Galiba markete gidip bulgur, makarna, deterjan alır gibi antibiyotik alınacağı zannedildi. Bu konu her açılışta “Amerika’da olduğu gibi” lâfı dolaşıyor. O halde Amerika’da olana bakalım.

Bir kere, her şeyden önce markette ilâç satmak “reçeteli” ve “reçetesiz” ilâç ayırımını çok iyi yapmaya dayanır. Marketlerde satılan ancak ve ancak “reçetesiz” ilâçlardır. Yani aspirin gibi ağrı kesiciler, öksürük şurupları, boğaz pastilleri, vitaminler, bazı merhemler, damlalar…

Reçetesiz ilâçların hangileri olacağı yetkili kurum tarafından çok iyi belirlenmek zorundadır.

Amerika’da üç çeşit ilâç alma yeri var:

Birincisi sayıları pek azalmış olan bildiğiniz eczaneler. Küçük bir dükkân, bir eczacı, kalfası, çırağı… Meselâ ben yirmi küsur yıldır bu çeşitten iki eczane gördüm. Onların da biri Türk, biri Pakistanlı.

İkinci grup, “ilâç market” diyebileceğimiz zincir mağazalar. Marketler kadar büyük değilse de, hayli büyüktürler. Buralarda bir marketteki kadar çok çeşit olmasa da market malzemesi de satılır; sadece et, tavuk, balık, sebze ve meyve bulunmaz. Bol miktarda “reçetesiz” ilâç, basit tıbbî araç gereçler raflarda hazırdır. Amma bir köşede de ayrı bir bölümde beyaz önlüklü eczacı ve kalfası vardır. Elinizde doktorun verdiği reçete ile oraya gider, reçetenizi onlara uzatırsınız.

Yani reçetedeki ilâçlar raflarda dizili değildir. İlâç markette de eczacı çalışır.

Üçüncü grup, bildiğiniz marketlerdir. Bunların da bir iki reyonu ilâçlara ayrılmıştır. Reçetesiz ilâçlara. Ve o reçetesiz ilâçların bulunduğu reyonun köşesinde yine bir odacık vardır. Beyaz gömlekli eczacı ile kalfası orada sizi beklerler. Reçetenizi verir, on-onbeş dakika veya yarım saat sonra hazırladıkları ilâcınızı gider alırsınız. Yani normal markette de eczacı çalışır.

Evet, ilâcı hazırlamak! Bir de bu var tabiî. Doktorunuz size günde bir adetten 7 gün kullanmak üzere bir antibiyotik yazdıysa, eczacı içinde 14 adet antibiyotik olan bir kutuyu raftan alıp satamaz size. Üzerine sizin adınızı, doktorunuzun adını yazdığı bir kutuya 7 adet antibiyotiği orada koyar, verir. Doktor 7 dediyse, 7 alacaksınız. “Evde dursun, ileride lâzım olur”, yok!

Dolayısıyla eczacı, reçeteli ilâçlar bahsinde büyük sorumluluk sahibidir…

Buradaki durum bu.

Ayşe G. Tunceroğlu – Türkiye

İbrahim

Hekim. Yazar, beğenirse çevirir, kod yazarak eğlenir. 2002'den beri internette yazıyor.

Sevebilirsin...