Hem 2D, Hem 3D: Pulfrich Etkisi Nedir?
90’lı yıllarda çocuk olanlar hatırlayacaklardır: TGRT televizyonunda 3 boyutlu görüntülerin yer aldığı haftada bir yayınlanan bir program vardı. Tek tarafı koyu renkli, tek tarafı açık renkli plastikten yapılma gözlüklerimizi taktığımızda, Türkiye’de daha önce hiç yaşamadığımız bir deneyim yaşıyor, 3 boyutlu görüntünün tadına varıyorduk. Gözlüklerimizi çıkardığımızda da, ekrandaki görüntüyü normale yakın şekilde seyredebiliyorduk üstelik. Sonra zaman geçti ve teknoloji ilerledi. Özel 3D gözlükler, özel 3D sinema filmleri, “gerçek” 3D sinema filmleri derken; işler çığrından çıktı gitti.
Peki o günlerde 3D tecrübesi nasıl bir teknoloji ile yapılıyordu biliyor musunuz? Pulfrich Etkisi ile.
Pulfrich Etkisi; iki göz arasında sinyal zamanlamasındaki göreceli farktan ötürü, görme korteksi tarafından, görüş alanındaki bir nesnenin yanal hareketi sırasında bir derinlik bileşenine sahip olduğu şekilde yorumlandığı psikofiziksel bir algıdır. Bir gözün aynı görüntüyü diğer gözden daha koyu olarak görmesi, görme korteksinin algılamasında bir anlık gecikmeye sebep olur ve bu da 3 boyut illüzyonuna yol açar.
Yani bu illüzyonun ortaya çıkabilmesi için 2 özellik bir arada olmalıdır:
1. Bir göz, daha koyu bir gözlük camının gerisinden bakmalıdır.
2. Görüntüdeki obje, yana doğru hareket etmelidir (Elbette obje sabit dururken kamera hareketleri ile de bu sağlanabilir).
Bu kısıtlılıkları sebebiyle günümüz sinemasında etkin olarak kullanılmasa da, geçmişte televizyonculukta zaman zaman kullanılmıştır.
Pulfrich Etkisi, 1922 yılında Carl Pulfrich tarafından bulunmuş ve onun adını almıştır. Ancak kendisi bir gözünden görme engellidir ve buluşunu yaptığı bu illüzyonu ömrü boyunca hiç görme şansı bulamamıştır. Ne kadar enteresan değil mi?
Aşağıdaki videoda, Pulfrich Etkisi’nin uygulamalı anlatımını bulabilirsiniz. Normal bir 2D video olarak gözüken bu videoya uygun bir gözlükle bakarsanız, konuşmacının hareket halindeyken 3 boyutlu gözüktüğünü fark edeceksiniz (İngilizce).