Bizden de Adam Olur!

Bizden de Adam Olur!

Bizden de Adam Olur!

Etrafımda sıkça duyduğum şeylerden biri “Türkiye’de bir şey olmuyor” lafı. Bir çok örneklerle bu olumsuz fikrin desteklendiğini görüyorum: En başta dünyadaki iyi ve çalışkan ülkelerdeki iyi çalışma ortamı ve iyi çalışma kültürünü gösterip, lafı buradaki olumsuz şartların ne kadar çalışılsa da onları yakalayamamamıza sebep olduğuna getiriyorlar.

Bitirme tezini hazırladığım sırada danışman hocamın güzel bir sözü vardı: “Zor diye bir şey yoktur. Yapamıyorum diye bir şey vardır.” diye. Galiba bu bir Japon atasözüymüş. Sorumluluğu belirsiz bir uzayda un ufak hale getirmek yerine, sorumluluğu doğrudan özneye veren bir kültürün sonuçları gözlerimizin önünde: Sayısız dünya markası ortaya koyan Japonların çalışkanlıkları ve dürüstlükleri acaba başka neyle açıklanabilir.

Peki gerçekten bizden adam olmaz mı? Onları yakalayamayacağımız ya da en azından benzer güzel işler yapamayacağımız tezi bir kesinlik taşıyor mu, yoksa kendi başarısızlığımızı ya da tembelliğimizi bununla mı örtüyoruz?

“Bizden adam olmaz”a peşinen hayır. Birincisi ve herkesin bildiği sebep, tarihte yenilen toplulukların zamanla kendilerini yenenleri geçtiğini gösteriyor. Buna -üzülerek- bizim Osmanlı kültürümüz de dahildir. Neden böyle olduğu ise belki başka bir yazının konusu. İkincisi ve daha önemli kanıtımda şu ki; her düşünce kendisine yaşam alanı hazırlayan davranışlar üretir. Deli denenin deli olması gibi. Her gece yatmadan önce zeki ve çalışkan olduğu için şükreden birisinin zamanla davranışlarının değiştiğini gösteren bir çok deney yapılmış. Buna benzer stresin kendisine aslında yararlı olduğunun öğretildiği kişilerde ise, stresin olumsuz etkilerinin görece daha az görüldüğü ya da hiç görülmediği tespit edilmiş.

Bütün bu şartlar altında, büyük potansiyellerini olumsuz kurban psikolojisine kurban eden yetenekli insanların bence en büyük hataları öncelikle paraya odaklanmaları. Çünkü başarının tarifi günümüz dünyasında iyi maaşlarla yapılıyor ve bu başarının ya da iyi işler yapabilmenin önünde büyük bir engel. Bol paralar kazanan ama hiç bir başarıya imza atamamış insanların varlığı da garip ama ne yazık ki başka bir gerçek. Önce güzel ve farklı işleri yapabilmek için mevcut imkanların zorlanması gerekiyor. Eğer gerçekten kafaya konmuş güzel bir fikir varsa, bu fikir benzer güçlü fikir sahiplerini kendisine çekiyor.

Her akşam bir saat, düzenli ya da düzensiz, bir iş üzerine çalışıldığı takdirde güzel işler çıkarmamak için hiç bir engel yok.

Üşenmediğimiz, ertelemediğimiz ve vazgeçmediğimiz zaman; yüksek teknolojinin çok da yüksek olmadığını, iyi ve güzel işlerin bizden de çıkabildiğini göreceğiz.

Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok.

Sadece istemek lazım.

Sevebilirsin...