Bir Kuru Özür

Bir Kuru Özür

Kanada’nın karizmatik ve popüler başbakanı Justin Trudeau yaptıklarıyla gündeme gelmeye devam ediyor. Renkli kabinesi ve güler yüzüyle meşhur genç siyasetçi, en son 163 (#yüzaltmışüç) Suriyeli karşılayarak dünyada büyük yankı uyandırmış ve sosyal medyada gündem olmuştu. İnsanların iyilik şovunda yarıştığı bu “online iyilik” çağında buna şaşırmadık. Burada genç başbakanı refüze etmeye çalışmıyorum. Bir tablo çiziyorum. Gerçekliği yaşayanlarla şovunu yapanların arasındaki farkın tablosu. Ülkemizde 3 milyon Suriyeli olmasından elbette mutlu değiliz. Keşke herkes topraklarında huzurlu yaşasa ve ne burada dram yaşansa ne de orada bunun şovu yapılsa. Ama hayat başka işliyor.

Bir başka boyut ise yapılması gereken hatta çok geç kalınan uygulamalar ile prim yapmak. Amerika kıtasında yerli halka uygulanan insanlık dışı katliamlara yönelik özürler ve bu soykırımları tanımak çok geç kalınmış uygulamalar. Yıllar geçip artık hak arayan kimse kalmayınca sembolik bir açıklama ve birkaç göz yaşı bütün acıları unutturuyor(!). Hele bir de özrü dileyen başka bir dönemin idarecisi ise acılar yerini onun erdemine bırakıyor(!). En son Kanada’da sempatik lider ülkesinde geçmiş yıllarda Aborjin halkına karşı işlenen dehşet verici suçlara yönelik hazırlanan raporu kabul etti ve devlet adına resmen özür diledi. Salonda duygu dolu anlar yaşandı.

Ama o anda o salonda alkışlar koparken, insanlar bu kararı büyük bir haber olarak karşılarken o acıları yaşayanlar orada yoktu. Çünkü 1840-1990 arası 150.000 yerli çocuğu ailelerinden çalınmış ve zorla yatılı okullara alınmıştı. Burada fiziksel şiddet ve tecavüze uğramış ve açlığa terk edilmişlerdi. Amaçları Aborjinleri asimile etmekti. Raporu hazırlayan komisyon buna kültürel soykırımdan daha hafif bir ifade bulamadı.

Bir Kuru Özür - Opereyşın

Kanadalıların “ilk ulus” dedikleri yerli kıta halkı şimdi mi kıymete bindi peki? Hayır. O halktan geriye kalanlar mecliste bir sandalye sadece. Kanada’nın temsil etmeye çalıştığı sağduyu ve barış imajının önündeki en büyük engel geçmişte yaptıklarıydı. Ülkeyi üzerine inşa ettikleri kıyımlar ve acılar yıllar sonrasında bir bildirimle silinip gidecekti çünkü. Öyle ya o kadar zaman öncesinden sorumlu tutulabilirler miydi?

Bir Kuru Özür - Opereyşın

Suçu paylaşacak bir makam daha var çünkü: Papalık. Bu yatılı okulların çoğu o dönemde katolik kilisesinin kontrolünde olduğu için Justin papayı da özür dilemeye çağırdı.

Dikkatli bakan gerçek soykırım örneğini Dünya’nın diğer yarısında görebilir. Tek yapmanız gereken geride ya etnik ya da kültürel olarak bir iz kalmadığından emin olmak. İşte bakın özür dilenecek kimse kalmayınca özür dilemek ne kadar da kolay.

İsmail Sarbay

Hekim. Opereyşın'ın kurucu ortağı ve isim babası. Görseli yazıya tercih etmesiyle tanınır. Hobilerine titizlikle sarılır.

Sevebilirsin...