İstanbul’un korsanları

Hemen söyleyeyim: Lafım hakka riayet eden, müşteriyi sağmal inek olarak görmeyen taksi şoförlerine değil. Ancak son yıllarda bunun tersine o kadar çok rastladım ki, ister istemez bir genelleme oluştu kafamda.

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da taksi şoförleri “korsana hayır” mitingi yaptılar.

Böyle bir mitingi daha önce de yaptıklarını hatırlıyorum. Bu miting büyük ses getirebilecek mi, yoksa önceki miting gibi unutulup gidecek mi bilmiyorum.

Tek bildiğim, bu mitingde öncekinden farklı bir temanın hakim olduğu. Haberlerden öğrendiğimize göre son mitingde, taksi şoförleri şöyle pankartlar açmışlar: “Korsanlar için Aden’e gitmeye gerek yok, korsanlar burada da var.”

Bu pankartlarla son ayların popüler konusu olan “Adenli korsanlar”a gönderme yapıyor, “korsan taksiciler”i, gemi kaçıran korsanlara benzetiyorlar.

Çok uzun zaman önce, korsan mefhumu ilk ortaya çıktığında, kapıma kadar bırakılan korsan taksi ilanları sebebiyle birkaç kere gitmem gereken yere korsan taksiyle ulaştığım oldu. Ancak açık söylemek gerekirse, yaptığım bu yolculuklardan pek de memnun kalmadım. Bahsettiğim yolculuklardaki korsan taksiler; eski markalı, LPGli, içi alabildiğine kötü kokan arabalar olarak zihnimde yerlerini aldılar.

Sonraki dönemde yapılan aktivitenin yasal olmadığı kamuoyu tarafından anlaşıldı. Ben de bir daha korsan taksi kullanmadım.

Ancak ticari taksilerle ilgili tecrübelerim, korsanlarla ilgili olanı kadar az değil. Bir dönem, yaşadığım yere ulaşım kolay olmadığından sıklıkla taksi kullandım. Şimdilerde de ara ara taksi kullanıyorum. İstanbul’dan başka şehirlerimizde de taksi kullandığım oldu. Ancak İstanbul taksilerindeki işgüzarlığı, diğer şehirlerimizde yaşamadım.

İstanbul taksicilerinin yazılı olmayan bazı kuralları var. Kısaca aklıma gelenleri sayayım:

1) Taksi şoförü 1 TL ve 50 kuruş haricinde bozukluk taşımaz.

2) Taksimetre küsuratlı bir değer gösterdiğinde, ücret yukarı yuvarlanır. 1. maddedeki durum sebebiyle bu yuvarlama ciddi bir farka yol açar çoğunlukla. 7,60 TL mutlaka 8 TL olur mesela.

3) Gidilecek mesafe kısaysa, küsurattan kâr etmeye çalışma oranı artar. Taksicilerin kibarlık oranları da azalır.

4) Sabahları veya akşamları, şu veya bu sebeple 20 TL veya hatta 10 TL’nin para üstünü veremeyebilirler. Böyle bir durumda, parayı bozdurma yükümlülüğü, asla sürücüde değildir. Bulunulan yer neresi olursa olsun, yükümlülük yolcudadır.

5) Aslında çoğu taksicinin 50 kuruştan daha düşük bozukluklar da taşıdığını, kendi lehlerine bir durum olduğunda kolaylıkla fark edebilirsiniz. İlk bakışta göremeyeceğiniz bir yerden bu bozuklukları çıkarırlar.

Yukarıda sıraladıklarıma bahane olarak pek çok şey söylenebilir. Şu ya da bu sebeple taksi şoförleri haklı çıkarılabilirler.

Ancak yasalara uygun çalışdığı ifade edilen, adeta bir dükkan gibi iş gören taksilerin, işlerini lakayt yapan ve neredeyse müşteriyi zorlayarak para kazanmaya çalışan “dükkan sahipleri” tarafından işletilmesi ne olursa olsun haklı çıkarılamaz.

Ne yazık ki korsan taksiciler için yürüyüş yapan ticari taksiler, müşterilerine hak ettikleri değeri vermeyerek; müşterileri onların kucaklarına attıklarını ve istemeden de olsa korsanın devam etmesine destek olduklarını fark edemiyorlar. Yani arz-talep döngüsünü atlıyorlar.

Evet, korsan görmek için Aden’e kadar gitmeye gerek yok. Korsan taksiciler ve İstanbul taksicilerinin bir bölümü, ne yazık ki bu işi hakkıyla yapıyorlar.

Bize de hatırlatmak kalıyor.

Sevebilirsin...

3 Yanıt

  1. metude dedi ki:

    Sıralama 1, 2, 3, 4, 4 şeklinde olmuş.

  2. victory dedi ki:

    Düzeltildi. Hatırlatmanız için teşekkürler.

  3. asacan dedi ki:

    Bu vatandaşlardan her yerde var….