Mıknatıslı yolların sırrı ne?

Düzenli aralıklarla medyada karşılaştığımız bazı haberler vardır: Vapurdan uzatılan simide gelen martılar, Eminönü’nün güvercinleri, Boğaz’da balık ekmek keyfi… Ha, bir de “mıknatıslı yol”. Kırklareli’nin mıknatıslı yolu.

Haber hemen her zaman, şuna benzer şekilde verilir:

“Kırklareli ile Demirköy İlçesi arasındaki karayolunun yaklaşık 1 kilometrelik bölümünde, boşta bırakılan araçlar, dökülen su, bırakılan yuvarlak cisimler yokuş yukarıya doğru hareket ediyor. Yokuştan aşağıya koşanlar, yokuşu çıkmış gibi yorulduklarını söylüyor. Halk arasında, manyetik alan, mıknatıslı yol ve ters yokuş olarak adlandırılan yolda, boşta bırakılan araçlar yokuş yukarıya doğru hareket ederek, 40 kilometre hıza ulaşabiliyor.”

Peki video görüntüleri ile ispatlanmış, binlerce kişinin şahit olduğu bu hadisenin sırrı ne? Gerçekten yolun altında bir mıknatıs mı var? Bölgedeki toprak, metalleri çeken bilmediğimiz özel bir madenden mi zengin?

Bir de, bu enteresan durum, sadece Demirköy’deki yolda mı var? Dünya genelinde benzerleri var mı?

Açıkçası, mıknatıslı yol hakkında okuduğumuz son haber sonrasında, işin aslının ne olduğunu merak ettik ve yukarıdaki sorulara cevap verebilecek bu yazıyı hazırladık.

İddialar

Öncelikle yolla ilgili iddialara bir göz atalım. Haberi ilk defa duyanların çoğu, bu durumun toprağın altında bulunan mıknatıs kaynağından kaynaklandığı tahmininde bulunuyor. Ancak üzerinde biraz düşününce, bunun çok da akla yatkın olmadığını anlamak zor değil. Zira toprağın hemen altında yer alan bir mıknatıs kütlesi, arabaların yokuş yukarı çıkmasına sebep olmaz, olsa olsa yerlerinden hareket etmelerini güçleştirirdi.

Yokuşun üst kısmının zemininde mıknatıs bulunduğunu düşünmek de mantıklı değil. Çünkü bahsettiğimiz yokuş yukarı gitme durumu, yalnızca metal eşyalar için geçerli olmuyor. Yola bırakılan toplar da “yokuş yukarı” gidiyor, “yokuş aşağı” inen insanlar da, sanki yokuş çıkıyorlarmışçasına yorulduklarını söylüyorlar.

Konuya dair kurgulanan gizemli teorilere isterseniz hiç girmeyelim ve bu durumun bilinen sebebini açıklayalım.

“Yokuş yukarı”

Bahsettiğimiz enteresan durum, yalnızca Türkiye’de görülmüyor. Dünya genelinde 100’lerce noktada bu durumla karşılaşılıyor. Yunanistan, İtalya, Romanya, Lübnan, Güney Afrika, Güney Kore… Hepsi farklı egzotik isimlerle anılan yüzlerce mıknatıslı yol meraklısını bekliyor. Tabi bazen meraklıları sevgiyle bekleyen esnaf da tezgahını açmış ziyaretçi avlıyor. Bizde yok…

İşin sırrı şu: Zihinlerimiz, bulunduğumuz yerin eğimli olup olmadığını anlamak için, ufuk çizgisini ve çevrede yer alan yeryüzü şekillerini referans olarak alıyor. Eğer bulunduğumuz noktadan, ufuk çizgisini göremezsek, eğimsiz bir yeri eğimli zannetmemiz veya eğimin yönünü ters zannederek, aslında “yokuş yukarı” olan istikameti, “yokuş aşağı” olarak kabul etmemiz mümkün olabiliyor.

Yanisi, ufuk çizgisinin görünmediği bir noktada eğimle ilgili karar vermek, yanıltıcı olabiliyor. Hele bir de, normalde yere dik olmasını beklediğimiz ağaç gibi objeler eğik duruyorsa, eğimin yönüne yanlış karar vermemiz işten bile değil.

Sonuç

Bilim adamlarına göre Demirköy’deki yolun, Türkiyedeki ve dünyanın diğer yerlerindeki benzerlerinin sırrı, eğimin yönüyle ilgili yanlış karar vermemize sebep olan optik illüzyon.

Bunu öğrendikten sonra derin bir ah çektik. İşin aslının bilinmeyen bir maden olduğu anlaşılsaydı, karayollarını bu madenden yapmak için kolları sıvardık.

“Yokuş yukarı” bile arabaları çekebilen bir maden, düz yolda 10 numara iş görür, benzine ihtiyacımızı bitirirdi. Fena mı?

İbrahim

Hekim. Yazar, beğenirse çevirir, kod yazarak eğlenir. 2002'den beri internette yazıyor.

Sevebilirsin...

10 Yanıt

  1. egelidr dedi ki:

    Öncesinde de açıklanmıştı bu durum, göz yanılması olarak, tekrar kanıtlamış olduk, teşekkürler 😉

  2. Ebubekir Güler dedi ki:

    Ben gözümle görmeden inanmam derler ya göz bu yanılıyor işte 🙂

  3. vedatusta dedi ki:

    delidir ne yapsa yeridir. hesabı gibi bir olaybu. doğa ve tabiat olayı yukarıda açıklamaları ve nedenleri yorumlanmış.ama aslında bilimsel olarak tam araşdırlımasında fayda var.

  4. misafir dedi ki:

    bizim burdada var resmen su seviyesine çukura iniyorum yokuş aşayıya araba gitmiyor su seviyesinde arabamı bırakıyorum arabam geri yukarı gidiyor nasıl göz yanılması bu arada 15 metre kot farkı vardı nasıl yanılma bu . Hala sırrını anlmamış deyilim ben !!!???

    • medeniy01 dedi ki:

      çok ilginç gerçekten..senin bu örneğin göz yanılması teorisini de çürütmüş gibi görünüyor..bahsettiğin yerin neresi olduğunu yazarsan ve cep telefonuyla çekip burada veya yutubda yayınlasan çok güzel olurdu dostum.

  5. Kerem Kaya dedi ki:

    bu gün bende yaşadım tünele girdim yokuş çıkan bir yol düşünün yokuşu çıkarken tünel yapılmış tünel 10 – 15 metre tünel girişinde yokuş başlıyor sola dönüp çıkıyor tünelin inişinde tarafik sıkışık olduğu için arabayı boşta salmak istedim fakat araç yokuşta aşşağı inmedi aksine yavaş yavaş geri çıkmaya başladı yokuşu bitirene kadar defalarca denedim göz yanılmasıyla ilgisi yok.

  6. Ahmet dedi ki:

    Aynı durum mersinde de var. Ayni yoldan hafta da 2 defa geçerim ve goz yanilgisiyla alakası yok…

  7. alp dedi ki:

    ben hepinizden daha çok emek sarfetmiş yorulmuş bir profesyonel bisiklet sporcusu olarak ilk defa alın teri olmadan yokuş çıkıldığını hissettim demirköy yokuşlarını çıktıktan sonra tam orda gücüm tamamen bitmişti ve aniden bir şeyin beni çektiğini hissettim manyetik alan bisikeltçiler için müthiş bir şey

  8. Murat dedi ki:

    Göz yanılması falan değil. Gerçekten yokuş yukarı hareket ediyor cisimler. 1996 da Demirköy’e gittik babamla ve su terazisi ile teyit ettik.

  9. İsmail dedi ki:

    Antalya finike karayolunda var ve kesinlikle göz yanılması değil yola nivo yani kadastro cuların kullandığı cihaz ile baktım 200 metre rampada 2.80 eğim var bu araştırmacılar bence at gözlüğü takıyor